Moleküler biyolojide sıklıkla kullanılan ve nükleik asitlerle (DNA, RNA) ilgili deneyleri kolaylaştıran PCR (Polymerase Chain Reaction - Polimeraz zincir reaksiyonu) yöntemi, uygun şartlarda (ısı, pH gibi) in vitro olarak nükleik asit klonlanmasıdır (kopyalanmasıdır). Bu yöntem başta genetik tanı, gen - protein ilişkisi gibi çalışmalarda elde edilen az sayıda DNA örneğinin çalışmalarda kullanılmak üzere çoğaltılmasını sağladığından oldukça önemlidir.
İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile İÜ BİYOGEM (Biyoteknoloji ve Genetik Mühendisliği Araştırma ve Uygulama Merkezi) gerçek zamanlı PCR teknolojisinin tanıtımı ve uygulamalı eğitimini kapsayan bir çalıştay düzenliyor. PCR teknolojisi ile ilgili sektörlerden kurum ve şirketlerin de katılacağı çalıştay 8 - 10 Ekim 2008 tarihinde İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nde düzenlenecek.

Bölüm kaç yıllık?
Bölüm 4 yıllık olup hazırlıkla sınıfı okunursa 5 yıl sürer.
Hangi üniversitelerde hazırlık var?
İstanbul Üniversitesi'nde hazırlık isteğe bağlı olarak alınır. Bunun haricinde diğer tüm üniversitelerde hazırlık eğitimi zorunlu olup sadece yeterli şartları yerine getiren öğrenciler hazırlık sınıfını atlayarak direkt 1. sınıfa geçerler.
Bu bölümü seçmem için lisede hangi derslerde iyi olmam gerekiyor?
Bu bölümü seçmek isteyen arkadaşların lisede özellikle biyoloji ve kimya derslerinin iyi olması gerekiyor. Ama kıyaslama yapacak olursak biyoloji derslerinizin daha iyi olması, biyoljiyi daha çok sevmeniz, biyolojiye daha yatkın olmanız gerekiyor tabiî ki.
Bu bölümü seçecek öğrencilerde hangi özelliklerin olması lazım?
Bu bölümü seçecek arkadaşların öncelikle, araştırmaya, sorgulamaya, eleştirmeye meraklı, neden sorusunun peşinden durmadan giden ve en önemlisi üniversitede verilen formasyon ve uygulamanın haricinde bunlarla yetinmeyip sürekli kendini geliştirme çabasında olan bir kişiliğe sahip olması, öğrenci için avantaj olacak özelliklerdir.
Bu bölüm hangi fakültelerde bulunuyor?
Bu bölüm genel olarak fen-edebiyat fakültelerinde bulunuyor.Genel olarak diyoruz çünkü İstanbul Üniversitesi'nde fen fakültesi ve edebiyat fakültesi ayrıdır ve bu bölüm fen fakültesinde bulunur. Ayrıca genetik ve biyomühendislik bölümü mühendislik fakültelerinde ve biyomühendislik bölümü kimya- metalürji ve mühendislik fakültelerinde bulunur.
Bu bölümü şeçmek istiyorum ama beni iş bulamazsın, Türkiye'de alanı yok diye çeldirmeye çalışıyorlar. Bu söylenenlerin doğruluk payı nedir?Ve ne yapmalıyım?
Bu bölümü seçen arkadaşlar öncelikle çevrelerinden anormal tepkiler almaya hazırlıklı olmalı. Bu tepkilerin bir bölümü olumlu bir bölümü olumsuzdur. Ama olumlu tepkilerin olumsuz tepkilerinde bilinçli bir temeli yoktur yani söylentilere dayanır. Evet bu alanın ülkemizde yeterli alanı yoktur. Ama bu bölümü seçen arkadaşların ileri görüşlü cesur, donanımlı olması lazım ve evrensel düşünmesi lazım. Çünkü bu alan yüzyılımızın bilim alanıdır. Gelişmiş ülkelerin en çok kaynak ayırdığı ve üzerine durduğu alandır. Yani bu ülkeler donanımlı öğrencilere kollarını açmış bekliyorlardır. Yeterli maddi imkan ve çalışma ortamı hizmetinize sunulur. Ülkemize gelince ülkemizde de iş bulabilirsiniz. Ama yukarıda saydığımız imkanlarla karşılaştırırsak pek tatmin edici olmadığını söylememiz için kahin olmamız gerekmez.
Bu bölümden mezun olanlar ülkemizde hangi alanlarda çalışabilirler?
Öncelikle akademik olarak kariyer yapabilirler. Bu bölüm yeni olduğu ve sayılı üniversitede bulunduğu için yeni açılacak bölümlere bu bölümden mezun olmuş kişilerin alınması daha uygundur. Ayrıca tıp, ziraat ve ecza fakületelerinde de kariyer yapılabilir. Adli tıp merkezlerinde, genetik tanı merkezlerinde, ilaç fabrikalarında, tüp bebek merkezlerinde, hastanelerde, özel araştırma merkezlerinde, özel laboratuarlarda, araştırma geliştirme projelerinde de çalışabilirler.

Tarih

Moleküler biyoloji ve genetik bölümü Türkiye'de ilk olarak Boğaziçi Üniversitesi'nde 1977 yılında kuruldu.Daha sonra Bilkent Üniversitesi'nde 1995 yılında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde 1996 da, İstanbul Teknik Ünivrsitesi'nde 2000 yılında, Haliç Üniversitesi'nde 2000 yılında, İstanbul Üniversitesi'nde 2003 yılında, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde 2004 yılında ve son olarak Cumhuriyet Üniversitesi'nde 2007 yılında açılmıştır.
Bunlardan Bilkent ve Haliç Üniversiteleri vakıf, diğerleri devlet üniversitesidir.
Eğitim Dili
Boğaziçi Üniversitesi, Bilkent Ünivesitesi, ODTÜ, Haliç Üniversitesi ve İYTE'nin eğitim dili İngilizce; İstanbul Üniversitesi ve Cumhuriyet Üniversitesi'nin eğitim dili ise Türkçe'dir.
Fakülte
MBG sadece İstanbul Üniversites'inde Fen Fakültesi'ne;
BÜ, ODTÜ, İTÜ, İYTE, Haliç ve Cumhuriyet üniversitelerinde ise Fen - Eedebiyat Fakültesi'ne bağlı olarak eğitim vermektedir.
ÖSS Bilgileri
MBG bölümlerine ÖSS'de sayısal-2 türünden puan ile öğrenci alınır.
Aşağıdaki tabloda Türkiye'deki üniversitelerin MBG bölümü ÖSS bilgileri yer alıyor. Üniversite adı / Kontenjan / Taban puanı / Tavan puanı:
  1. Bilkent (Burslu) / 20 / 364.174 / 374.279
  2. ODTÜ / 21 / 360.494 / 366.576
  3. Boğaziçi / 31 / 358.724 / 371.378
  4. İTÜ / 41 / 350.984 / 357.992
  5. İYTE / 21 / 347.192 / 354.371
  6. İstanbul / 41 / 345.388 / 350.766
  7. Haliç (Burslu) / 5 / 341.939 / 345.177
  8. Cumhuriyet / 21 / 334.836 / 344.622
  9. Bilkent / 20 / 329.901 / 354.518
  10. Haliç / 35 / 265.517 / 324.281

Ayrıntılı bilgi için üniversitelerin moleküler biyoloji ve genetik bölümlerinin web sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Kariyer Günü 2008 başlıyor.

  • Biyoteknoloji
  • Genetik tanı
  • Klinik araştırmalar
  • IVF
  • TÜBİTAK GMBAE
  • Multidisipliner çalışma alanları

TARİH:05 Haziran 2008

YER: İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu

KAYIT & BİLGİ:http://www.istanbul.edu.tr/fen/mbg/

> Afiş ve ayrıntılı bilgi için tıklayın.

Alzheimer yaşlı insanlarda görülen, beynin temel bazı işlevleri yerine getirmede yetersiz duruma düşmesidir. İleri derecede unutkanlık, mantıklı düşünememe ve dili kullanmakta zorluk çekmek hastalığın temel belirtileri. Stresin hızla arttığı modern çağda bu hastalığa yakalanma oranı da artış gösteriyor. Bilim insanları, özellikle ileri yaşta bireylerin korkulu rüyası haline gelen hastalığı tanımlama ve tedavi geliştirme hususlarında çalışmalarını sürdürüyorlar.
Tedavi yöntemleriyle ilgili son haber ABD'nin Rochester Üniversitesi'nden geldi. Araştırmacılar, hastalığın temel belirtilerinden anormal beta-amiloid proteini depolanmasını engelleyen bir aşı geliştirdiler. Aşının testleri için genetiği ile oynanarak ileri düzeyde Alzheimer hastalığına yakalanma riski taşıyan farelere ilgili aşı yapıldı. Gözlemler ve testler sonucunda farelerde normal hafıza ve öğrenme yeteneği geliştiği gözlendi. Farelerde anormal protein birikmesinin de gerçekleşmediği tespit edildi.
Araştırmacılar aşının umut verici olduğunu ancak insanlar üzerinde gerçekleştirilecek klinik deneyler için en az üç yıl daha beklemek gerektiğini belirttiler.

Bundan yaklaşık yüz yıl önce bugünkü Çek Cumhuriyeti'nde bilime meraklı bir rahip kendi bahçesinde çeşitli bitkiler yetiştiriyordu. Küçük yaşlardan beri botaniğe olan ilgisi onu bu işe yönlendirmişti. Ama onun tek yaptığı hoş kokulu çiçekler, tatlı meyveler elde etmek değildi. Daha çok o dönem bilim insanlarının özellikle merak ettiği ve yüzlerce yıldan beri cevabı bulunamamış bir soruyu cevaplamaktı: Canlılar özelliklerini dölden döle nasıl aktarır?
Bezelyelerle yaptığı çalışmalarının sonucu olarak kalıtımla ilgili ortaya koyduğu ilkeleriyle Genetik biliminin temelini atan bu kişi Gregor Mendel'di. Bugün, onun başlattığı ilgi alanı gelişen teknoloji ve dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarının çalışmalarıyla yüz yıl önce hayal edilemeyecek bir düzeye ulaştı. Artık canlıların özelliklerini kodlayan ve nesiller arasında ileten sistemin ne olduğunu biliyoruz. İnsanın ve bazı diğer canlıların genomu hakkında önemli bilgilere sahibiz. Dahası, merak ettiklerimize bulduğumuz cevapların ötesinde bu bilgileri pratik olarak kullanıyoruz. Bir kaç yıl kadar evvel, bir zamanların bilim kurgu öyküsü gerçeğe dönüştü ve bir canlı kopyalandı. Sahip olduğumuz bilgiyle canlılığın tarihini daha kesin verilerle irdeleyebiliyoruz. Hastalıkların genetik temelini inceliyor, bazıları için bilimsel öngörüde bulunuyor ve muhtemel hastalıları önlemek ve insan hayatının kalitesini arttırmakta bu bilgileri kullanıyoruz.
Asıl heyecan verici olan Genetik biliminin bugün neleri yapabildiğinden ziyade yakın zamanda neleri başaracak olmasıdır. Kuraklık ve sıcaklığa olduça dayanıklı, yetiştirilmesi kolay, besin değeri yüksek genetiği değiştirilmiş tarım ürünleri açlık sorununu tamamen ortadan kaldırabilir. İnsanların kalıtsal kimliklerinden faydalanarak evli bir çiftin sahip olacağı çocuklar hakkında öngörülerde bulunulabilir. Anne karnındaki bebeğin tüm biyolojik özellikleri - henüz gözleri oluşmamışken ne renk gözü olacağı, yaşlandığında Alzheimer hastası olma ihtimali, obezite eğilimi ve daha nicesi - belirlendikten sonra hastalık, sakatlık risklerini ortadan kaldırmak veya azaltmak için Gen tedavisi uygulanabilir. Trafik kazasıyla bir bacağını kaybetmiş kişi ya da yıllardır böbrek bekleyen bir böbrek hastası kök hücre uygulamalarıyla ihtiyaç duyduğu uzuv veya organa kısa sürede kavuşabilir. Bilimin çözümlenmesi gereken sorunlar listesinin ilk sıralarında yer alan kanser hastalığı yer yüzünden silinebilir. Burada yazılanlar bizim hayal ürünlerimiz değil, asla ulaşılamayacak şeyler değil. Bunlar şu anda üzerinde çalışılan konular ve her geçen gün daha umut verici sonuçlar elde ediliyor yapılan çalışmalarla.
Şimdi bu muhteşem bilim dalı hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsanız tam yerindesiniz. Çünkü GUTTAC, Genetik Araştırma İnisiyatifi, ufuk çizgisini netleştirmek, yol üstündeki sisleri dağıtmak ve tam anlamıyla bilim yapmak için bu işin içinde olan genetik öğrencileri tarafından kuruldu. Kısa zamanda yapacağımız çalışmalarla hedeflerimize ulaşma yolunda siz değerli bilim meraklılarının da desteklerini bizden esirgemeyeciğini umuyoruz.
GUTTAC Blog'a hoş geldiniz!
GUTTAC Yönetimi


GUTTAC, İstanbul Üniversiteli 5 Genetik öğrencisinin Genetik Araştırma İnisiyatifi'dir. Bu inisiyatifin amacı ulusal ve evrensel bazda Genetik Bilimi'ni takip etmek, interaktif olarak meraklılarına - özellikle gençlere - aktarmak ve çeşitli etkinlikler düzenlemektir. Bu oluşumun yan amaçlarından biri de yeni bin yılın hızla gelişen bilim dalı genetikle ilgili meraklıları bilgilendirmek ve soruları birinci elden yanıtlamaktır.
Bu site GUTTAC'a ait blogtur. Kısa zamanda amacımız doğrultusunda içerikle donatılacak ve tam anlamıyla hizmete girecektir.

İlginiz için teşekkür ederiz.


Eğitim ve öğretimin, öğretim kısmının ne zaman uygulanacağını merak eden bizler, bu merakınızın üniversite yıllarımızda da bizimle beraber olacağını öngörerek, kendimizi geliştirme, birikimlerimizi paylaşma ve fazla bilinmeyen ya da yanlış bilinen bölümümüz hakkında toplumu bilgilendirmek amaçları doğrultusunda bir yapılanma oluşturma gereği duyduk. Bir laboratuar dersinde, yanlış duymadınız bir laboratuar dersinde olmaması gereken düşünceler ama olayın trajik yanı zaten burada, bu gidişatın artık böyle gitmesinden sıkılan biz, yani beş genetikçi, bir şeyler yapmaya karar verdik ve kulübmüzün temellerini orada fikirsel olarak attık. Bugün başladığımız bu yolculukta misyonumuz ve vizyonumuzla rotamızı çiziyoruz. Karınca misali; ulaşamasak bile tarafımızı belli ediyoruz. Üniversitelerde ideoloji değil bilim istiyoruz.

VİZYONUMUZ

  1. Olaylara bir değil bin bir farklı bakış açısıyla bakabilen, sürekli neden sorusunu sorabilen, sormaktan korkmayan, araştıran, eleştiren, deney yapabilen, tesadüfeleri bile fırsat bilen öğrenci profili oluşturmak ya da bu öğrencileri geliştirmek, vizyon vermek
  2. Düşüncelerin üniversitelerin kısıtlı sınırlarında sıkışıp kalmasını engellemek; ulusal daha da önemlisi evrensel düşünce ve vizyona sahip olmak
  3. Yeni gelişmeri takip etmek ve bunları paylaşmak
  4. İmkanları ve fırsatları en iyi şekilde kullanmak
  5. Fırsatlara açık olmak, fırsatları arayıp bulmak ve değerlendirmek

MİSYONUMUZ

  1. Moleküler biyoloji ve genetik alanında teorik ve deneysel çalışmalarda bulunmak
  2. Aylık e-bülten hazırlamak ve bunu somut hale getirip yayımlamak
  3. Gruba ait bir internet sitesi oluşturmak ve bu siteyi aktif ve güncel tutmak
  4. Konferans, sempozyum, seminer gibi bilgi paylaşımının en aktif şekilde yapıldığı faaliyetleri arayıp bulmak ve katılmak
  5. Moleküler biyoloji ve genetik alanında meraklı ve bu alanda aklında soru işareti bulunan kişileri bilinçlendirmek ve doğru istikamete yönlendirmek

Kaydol: Kayıtlar (Atom)